Akademi Kudüs

Akademi Kudüs Kudüs ve Mescidi Aksa Seminerlerinin Görseller Yazılarla duyurulması ve tanıtılması
(1)

23/04/2024

Dünya tarihinin en büyük yalanı ve galip İngiliz kuvvetlerinin müthiş algı operasyonu neticesinde Türk milletinin zafer kazandığına inandırdılar.
Ancak mağlup milletlere uygulanan dinî baskı,1000 yıllık alfabemize Arap alfebesi diyerek galip devletletlerin Latin alfabesini bir gece içinde TÜRK ALFABESİ olduğuna inandırmak için ingiltere dünyada görülmemiş bir asimilasyonu M.Kamal eliyle uyguladı.
Halkın rızası var mı diye de kimseye sorulmadı.
Bu yeni rejime itiraz edenlerden çogunun sakalları altından kan alınacağı tehdidi ile bütün devlet sistemimiz yendiğimiz iddia edilen batılı devletlerin yasaları ve kurumları geçerli oldu.Yendigimizi iddia ettiğimiz mağlup milletlerin örf ve ananeleri kültürleri ve kıtafetleri bu millete istiklâl mahkemelerinin darağaçları gölgesinde zorla kabul ettirildi.
Bu korkunç asimilasyon ve kültür savaşında binlerce Türk vatandaşı idam edildi.
Uygulanan bu ihanet soslu İngiliz asimilasyonunu da bayram olarak ilan ettiler.
Adını da 23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı diyerek kutlattılar.
Bu gün 650 yıllık Osmanlı devletimizi kendi ellerimizle yıktığımız günü bayram olarak kutlattırıyorlar. İngiliz kendi kral ve kraliçesine sahip çıkti.
İngiliz emperyalizminin önündeki tek engel olarak Osmanlı Devlet-i Âlisini bize yıktırdı.
Bir de osmanlının torunlarına kendi dedelerine küfretmenin muasır batı medeniyeti olduğuna inandırdılar. Hainler kahraman ilan edildi.
Egemenlik ALLAH' tan alındı. bir sürü Gayrimüslim
Ermeni, Rum ve yahudilerinin de çoğunlunun oluşturulduğu ŞİRK parlamentosuna verildi buna bir çok âlim ve ulamayıda kaldırılarak inandırıldı ve insanların oyları ile mürteddler ordusu oluştu.
Kahramanlar hain olarak tanıtıldı.
Hainler ise kahraman...

17/04/2024

Selam arkadaşlar Merhaba 🔵 Resmileşti. Sabah 6:39'da imzalandı. Televizyona bile çıktı.
Benimki gerçekten maviye döndü. Unutmayın, yarın fotoğraflarınızı kullanabilecekleri yeni Facebook kuralı (diğer adıyla ... yeni adı, META) başlıyor. Unutmayın, son tarih bugün!!! Facebook'un veya Facebook'a bağlı herhangi bir şirketin geçmiş ve gelecekteki fotoğraflarımı, bilgilerimi, mesajlarımı veya gönderilerimi kullanmasına izin vermiyorum.
Bu beyan ile Facebook'a, bu profil ve/veya içeriğine dayanarak bana karşı yayınlama, kopyalama, dağıtma veya başka herhangi bir işlem yapmanın kesinlikle yasak olduğunu bildiriyorum. Gizlilik ihlali kanunen cezalandırılabilir.
NOT: Facebook artık bir kamu kurumudur. Tüm üyeler böyle bir not yayınlamak zorundadır.
İsteyen herkes bu versiyonu kopyalayıp yapıştırabilir. En az bir kez açıklama göndermezseniz, bu, fotoğraflarınızın ve profil ve durum mesajlarındaki bilgilerin kullanılmasına zımnen izin verecektir.
PAYLAŞMAYIN. Kopyala ve yapıştır.
İşte nasıl yapılacağı:
Bu mesajın herhangi bir yerinde parmağınızı basılı tutun ve "kopyala" görünecektir. "Kopyala "ya tıklayın. Ardından sayfanıza gidin, yeni bir mesaj oluşturun ve parmağınızı boş alanın herhangi bir yerine yerleştirin. "Yapıştır" görünecek ve yapıştıra tıklayın.
Bu, sistemi atlayacaktır ...
Hiçbir şey yapmazsanız, kabul etmiş olursunuz.

Elhamdülillah;dost arkadaş ve akrabalarla iftar ettik davetimize icabet eden herkese çok teşekkür ederim.RABBİM Kabul et...
07/04/2024

Elhamdülillah;
dost arkadaş ve akrabalarla iftar ettik davetimize icabet eden herkese çok teşekkür ederim.
RABBİM Kabul etsin ömürlerine hayırlar ve bereketler ihsan eylesin inşallah

29/03/2024

✅ Kim; yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terketmezse, Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez. Hadis-i Şerif
✅ Allah rızası için birgün Oruç tutan kimseyi, Allah-u Teala bu birgünlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar. Hadis-i Şerif
✅ Kadın Dört şey için Nikahlanır.
❗️Malı❗️Soyu❗️Güzelliği❗️Dindarlığı.
Sen Dindar olanını seç ki, Elin Dert Görmesin. Müslim
✅ İnsan; Havalar soğuduğunda, gölge veren ağaçları unutur. Anonim
✅ Öyle bir hayat yaşayın ki, kimse sizi Allah’a şikayet etmesin, herkes sizi Allah’a emanet etsin.
✅ Millet Yokluğun Fakiri değil, Lüksün Fakiri. Yaşanabilir hayatı tercih edeni, tercih eden yok.
✅ Tırnak en zehirli atıktır. Virüsler dahil tüm atıklar tırnak yoluyla atılır.
Tırnaklarınızı yemeyiniz ve uzatmayınız.
✅Obezite Açlığı ikiye katladı.
▪Rabbimiz, yerden ve gökten gelebilecek kaza ve belalardan muhafaza eyle.
▪Allahımız; Mazlumlar bu Millete Umudunu bağladı, Sen ki; İşiten ve Görensin; bizleri Hak'kı Bilen ve Tutanlardan eyle.
▪Cuma tüm maddi ve manevi Hastalıklarımıza Şifa, İslâm âleminin Diriliğine ve birliğine vesile olsun.
▪Seyyid’ü`l-eyyam, Günlerin itibarlısı,
Cuma Bayramımız Mübarek,
Ahir ve Akibetlerimiz Hayr Olsun…
Selam ve Dua ile...

23/02/2024

✅ Günahlar açıktan işlenmeye başlanınca,
İyi, Kötü herkes genel bir azaba maruz kalır. Teberani (Hadis-i Şerif)
✅ Ey İnsanlar; Ölü iseniz Kabire girin.
Deli iseniz Tımarhaneye.
Çocuksanız Mektebe gidin.
Eğer Kul iseniz… Kulluk şartlarını yerine getiriniz. Hz. Şakık-ı Belhi
✅“Hacılar, Hocalar parayı götürüyor.” Diyorlar. “Gel evladını Hoca yapalım.” Diyoruz, Aç’mı kalsın diyorlar.!!!
Mahmut Efendi Hazretleri
✅ Kalpler birbirinden uzaklaştıkça sesler yükselir, yaklaştıkça fısıltıya döner.
Kavgada bağırmanın, Sevgide fısıldamanın sebebi budur. Sadettin Ökten
✅ Önümüzdeki 30 yılda bitirdiğiniz üniversite diploması ile iş sahibi olmanız çok zor. Çare; Çok kitap okuyun, Yabancı dil öğrenin, El becerileri edinin, Meslek okullarına gidin, Hayatta kalma yöntemlerini, gıda-su tedarik tekniklerini öğrenin, balkonda Tarım yapın. Ramazan Kurtoğlu
✅ Din; söz konusu oldu mu, Laik ülkeyiz.
Tecavüz, söz konusu oldu mu, Müslüman ülkeyiz.
Överken, Laikliğe, Söverken, İslam’a,
İşlerine geldiği gibi,..…
✅ Herkes, Adalet, den bahsediyor.
Hepsi de, Haklı olanı değil,
Kendinden yana olanı Adalet, sanıyor.
▪Rabbimiz, yerden ve gökten gelebilecek kaza ve belalardan muhafaza eyle.
▪Allahımız; Mazlumlar bu Millete Umudunu bağladı, Sen ki; İşiten ve Görensin; bizleri Hak'kı Bilen ve Tutanlardan eyle.
▪Cuma tüm maddi ve manevi Hastalıklarımıza Şifa, Kudüs Mescid-i Aksa,nın Filistinli Mücahitlerin Özgürlüğüne İslam Ümmetinin Diriliğine ve birliğine, vesile olsun.
▪Seyyid’ü`l-eyyam, Günlerin itibarlısı,
Cuma Bayramımız Mübarek,
Ahir ve Akibetlerimiz Hayr Olsun…
Selam ve Dua ile...

Vefât yıldönümünde cennetmekân Sûltân II. Abdülhamid Hân (10 Şubat 1918)
10/02/2024

Vefât yıldönümünde cennetmekân Sûltân II. Abdülhamid Hân (10 Şubat 1918)

Sûltân II. Abdülhamid Hân; tahttan indirilmesinin üzerinden 8 yıl, 9 ay, 13 gün geçmiştiki 10 Şubat 1918’de Beylerbeyi Sarayında hayata gözlerini yumdu. Vefât e..

29/01/2024

Muhteşem Bir Hatıra
---***---***---***
Türkmenistan’da Merv kentindeki sahabe mezarlarını ziyaret etmeye giderken yolda bir deve çobanıyla karşılaştım. 1,90 boyunda, 80-90 yaşlarına geldiği halde hala beli bükülmemiş, dinç, göbeğine kadar sakalı uzamış, başında muhteşem bir kalpak olan, bir ressamın fuayesine poz verebilecek güzellikte ihtiyar bir delikanlıya sordum:
– Bu tepedeki mezarlar kimlerin biliyor musun amca?

İhtiyar delikanlı anlatmaya başladı:
– Birisi Gureybi Esvep kabilesindendir, şunu yapmıştır, Peygamberimizle birlikte şuraya gitmiştir v.s.

O kadar detaylı bilgiler verdi ki ben hayran kaldım ve;
-Amca Türkmesintan’da böyle senin kadar bilgili başka deve çobanları var mı? diye sordum.

-Evlât ben çocukken hatırlarım. Bizim köylerde iki adam seçmek çok zordu; bir muhtar seçerken çok dikkatli davranırdık, bir de deve çobanı seçmek çok zordu dedi.

Şaşırdım ben…
– Hayatında bir defa yalan söyleyeni biz deve çobanı yapmazdık. Hayatında bir defa sözünde durmayanı biz deve çobanı yapmazdık. Deve çobanı yaptığımız bir adam, eğer develeri güderken bir defa küfretmişse, ağzından kötü bir söz çıkmışsa, köy ihtiyar heyeti toplanır ve derhal onu görevinden azlederdi, diye devam etti...

Yılların hadis hocası olarak jeton düşmedi:
– Muhtara verilen önemi anladım da, deve çobanına neden bu kadar önem veriyordunuz, dedim.

Çoban:
– Deve çobanlığı Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)'in mesleği olmuş ya onun için, dedi.

Prof. Dr. Mehmet Görmez

25/01/2024

PROJE ADI SİSTEM İSTANBUL

01/01/2024

Müslüman Gençler İçin Ruh ve Direniş Tavsiyeleri
Yeryüzünde Müslümanlar boğazlanırken buna ses çıkarmayıp, sadece “la havle” ve ” innâlillah” demek, bizi aldatan nefsimizin ve uzayıp giden duyguların bizleri gıdıklamasından başka bir şey değildir.

Ey İslam gençleri: Ölüm tutkunu olunuz ki size hayat bağışlansın. Sakın uzun emeller sizleri aldatmasın, aldatıcılar Allah ile sizleri aldatmasın. Okuduğunuz kitaplar, devam ettiğiniz nafileler, sakın sizi aldatmasın, büyük işlerden yana sizleri rahatlatan, basit işlerle uğraşmaya kalkışmayın.

Bilin ki, Müslümanlar asla düşmanlarına mağlup olmazlar. Biz Müslümanlar ancak ihtilaflarımıza mağlup oluruz. Unutmayın! Eğer bu erken yaşınızda Allah’a zamanınızın birazını veremeyecek kadar cimriyseniz, gelecek size daha da cimri olacağınızı kanıtlayacaktır.

İslâm âleminin en büyük problemi gerçek dava erlerinin azlığı ve ümmetin mesuliyetini omuzlarında taşıyan yiğitlerin çok az oluşudur. Müslümanların bu halini şu hadis-i şerif ne kadar güzel ortaya koyar: “Her yüz deve içinde yük taşıyabilecek bir deve ancak bulunur.” İnsanların arasında mesuliyet sahibi çok azdır.

Rivayet olunur ki, Hz. Ömer bir sohbette arkadaşlarına neler istediklerini sorar. Herkes bir şeyler ister. Sonra Hz. Ömer’e kendisinin ne istediğini sorarlar. O da “Şu ev dolusu Ebu Ubeyde gibi erlerin olmasını isterim.” der. Şurası bir gerçek ki, bilgili erler azdır, hele bilip de mucibince amel edenler çok daha azdır. Allah yolunda cihad edenlere gelince onlar azın da azıdır

Gençler! Korkakları kendi hallerine bırakın! Çünkü korkaklar kendi hallerini akıllılık sanırlar. Oysa bu düşük karakterli şahsiyetlerin davranışı kendilerini aldatmalarından başka bir şey değildir. Şurası bir gerçek ki, toplumun karakter ve özelliği tıpkı suya benzer. Mesela durgun suyun üzerinde çer çöp yer eder ve suyu pisletir. Fakat hareketli ve akan suda bunları görmek mümkün değildir. O, pislikleri sürüp götürür. Böyle durgun ve hareketsiz toplumlarda liderlik de ortaya çıkamaz, mesuliyetler de tam anlaşılamaz. Gerçek liderlik ve kıymetler zorluklar döneminde, fedakârlıkların yapıldığı zamanlarda ve cihad hareketlerinin ortaya çıktığı anlarda kendini gösterebilir

İçinde bulunduğunuz saplantıdan kurtulmak, nefislerinizi Allah’ın istediği şekilde olgunlaştırmak istiyorsanız İslam akidesinin gölgesine dönmekten başka çareniz yoktur. Aksi takdirde dünya ile ahiretinizi hüsrana uğratacak bir yola girmiş olursunuz.

Şunu bilin ki, insanlık, fıtratı itibarıyla bu gün içinde bocaladığı sapıklıklara tahammül edemez. Yüz yıllardır çıkmaz sokaklarda dolaşması insanlığı yormuştur. İnsanlık bugün bütün sistemleri Sosyalizm, Kapitalizm, Milliyetçilik- denemiş, aradığını bulamamıştır. Neticede insan bu sistemlerin kurbanı olmuştur.

Bilin ki, İnsan fıtratı, sadece Rabbi katındaki ilkelerle uyuşabilir bir yapıda yaratılmıştır. İnsan yapısı, sadece yaratıcısı katındaki değerlerle düzenli ve uyumlu olabilir şekilde yaratılmıştır. Bu nedenle bütün beşerî sistemler insanın mutluluğunu gerçekleştirmede başarısız kalmışlardır. Allah’ın yolundan başka bir yolla, O’nun metodundan uzak bir metodla, insanı bedbahtlıktan kurtarma çabalarının tümü başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

İşte tam da bu nedenle bütün benliğinizle İslâm’a dönün! Fıtraten bozulmuş, bir kurtarıcı bekleyen insanlığa İslâm’ı dosdoğru olarak takdim edin! Dini bir bütün olarak kavramış, ilmine, ameline, düşüncesine, yaşantısına ve ibadetine güvendiğiniz insanların etrafında toplanın!

Son olarak sizlere, Allah’ın Kitabı ile tanışmanızı tavsiye ederim. Allah’ın Kitabı ile tanışmak için her biriniz ufak bir mushaf taşısa ve onun her gün okusa ne kadar güzel olur. Hadis mevzuunda Riyazu’s-Salihîn gibi kitaplar okunsa ne kadar güzel olur…

Şehid Abdullah Azzam
Dr. Abdulaziz KIRANŞAL
Milli Gazete

MEHMET AKİF ERSOY'UN BU ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDEKANAYAN BİR YARA GÖRDÜN MÜ YANAR TA CİĞERİM!ZALİMİN HASMIYIM AMA; SEVERİM MAZL...
30/12/2023

MEHMET AKİF ERSOY'UN BU ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE
KANAYAN BİR YARA GÖRDÜN MÜ YANAR TA CİĞERİM!

ZALİMİN HASMIYIM AMA; SEVERİM MAZLUMU

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem

Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!
Boğamasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam
Hele Hak namına haksızlığa ölsem tapamam

Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale
Bana hiç tasmalık etmiş değidirl altın lale

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu

  İslam için Şehid olmuş medarı iftarımızdır.Bu değersiz dallarında asılmama hiç pervam yoktur şüphesiz benim mücadelem ...
16/12/2023


İslam için Şehid olmuş medarı iftarımızdır.
Bu değersiz dallarında asılmama hiç pervam yoktur şüphesiz benim mücadelem Kur'anın ahkamı, ye ve islam dini mübin içindir

02/12/2023

EBÛ UBEYDE'NİN
Son konuşmasının çevirisi:

"Muhterem kardeşlerim size izzet ve şeref yurdundan, Gazze’den sesleniyorum.

Sebat yurdundan, sabır yurdundan, Allah’ın takdirine rıza gösteren yurttan size sesleniyorum.

Bu mesajları siz Müslüman kardeşlerimize gönderiyoruz, belki de kısa bir zaman sonra sizinle birlikte bir daha olamayacağız.

Allah’tan dileğimiz bu konuşacağımız şeyleri bizim lehimizde bir delil olarak amel defterimizde saklasın, aleyhimize bir delil olmasın.

Birinci mesajımız:
Müslüman kardeşlerimize deriz ki; Hepimiz Muvahhid Müslüman kimseleriz. Allah’ımızın hakkımızda takdir buyurduğu şeylere razıyız, asla ümitsiz değiliz, asla o’nun takdirine itiraz etmeyiz.

Zaferin kısa zamanda ve çabuk bir şekilde gerçekleşeceğine inanıyoruz. Allah Teala’nın bunu hakkımızda takdir edeceğine dair hüsn-ü zanna sahibiz.

Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Sizden öncekilerin başına gelenlerin benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz? Onlar büyük sıkıntılara maruz kaldılar, sarsıldılar.” Evet biz de şu an büyük bir sarsıntıdan geçiyoruz. Ayet-i kerimenin devamında: “(Bu durum karşısında) Allah’ın elçisi: zafer ne zaman diye diyecek… İyi bilin ki Allah’ın zaferi pek yakındır.” Evet biz de büyük sıkıntılara maruz kaldık, sarsıldık. Kalplerimize ve canlarımıza dokunan bir sarsıntıdan geçtik, ancak Rabbimizin rahmetinden hiçbir zaman ümidimizi kesmedik, kesmeyeceğiz. Allah Teala Kur’an’ında: ‘Allah’tan ümidinizi kesmeyin’ buyuruyor. Biz de Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmiyoruz. Rabbimizin kendi katına aldığı kardeşlerimizi şehitler olarak görüyoruz. Kalanları da büyük bir zaferin beklediğini düşünüyoruz. Bu Allah’a zor gelen bir şey değildir.

İkinci mesajım:
Ey beni dinleyen Müslüman kardeşim: Bana sadece duayla bile olsa yardımcı olabilirsin. Dua Müminin silahıdır. Sakın duayı küçümsemeyelim. Eğer sen bana büyük bir yardımda bulunamıyorsan bana edeceğin duayla Allah katında beraat edeceksin. Evet sizden isteğimiz dua edin bize. Çoluk çocuğunuzla toplanıp bize toplu dua edin. Secdelerinizde bize dua edin, sadaka verin, bize dua edin.

Bizim duaya çok ihtiyacımız var. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bir sıkıntıya maruz kaldıklarında ellerini açıp dua ederlerdi. Israrla dua edip, duasının kabul edileceğine ve tahakkuk edeceğine inanırdı.

Üçüncü mesajım:
Ey bu mesajımı dinleyen kardeşlerim:

Bu mesajımızı dünyanın her bir köşesine ulaştırmaya çalışın. Zira hala ümmetin içerisinde uykuda olanlar var. Zaferin, kurtuluşun gökten ebabil kuşlarının yardımıyla geleceğine inanıyorlar. Ama ebabil kuşları gelse belki de önce bizi ve sizi taşlayacaklar.

Gazze’de olup bitenleri her tarafa duyurun. Haberlerimizi dünyanın dört bir yanına duyurun. Çocuklarımızın içine düştüğü ızdırabı aktarın. Gazze’nin her tarafı enkaz yığını haline geldi. Güvenilir hiçbir noktası kalmadı. Binalar, koca koca siteler, içinde oturanların üzerine devrildi.

En ufak bir uyarı yapmadan, ani baskınlarla vahşice yapıldı bunlar. Arkadaşlarımızdan, ailelerimizden tamamen, bütün aile fertleriyle dünyadan silinen, nüfus kütüğü silinenler oldu. Ailenin birinde yüz şehit, bir diğerinde elli şehit, diğerinde kırk şehit. Hayatta kalanları da ecellerini bekliyor burada.

Bunları size niçin söylüyoruz? Kıyamet gününde sizin için bir mazeret teşkil etsin diye söylüyoruz. Zira Allah’ın huzurunda size Gazze’deki Müslümanlar için ne yaptınız diye sorulduğunda en azından bu bahsettiğim şeyleri yaptığınızı söyleyerek kendi beraatinizi sağlamış olacaksınız. Dua sizden herhangi bir külfet istemiyor. Dua sizden herhangi bir tekellüfte bulunmanızı istemiyor. Bunu esirgemeyin lütfen Gazzeli kardeşlerinize.

Caddelere meydanlara çıkıp, insanlara karşı bu zulmü haykırmanız sizden büyük bir gayret istememektedir. En azından gafil olan kardeşlerimizi bu şekilde uyarmış, onlara bu durumu hatırlatmış olursunuz. Allah’ın karşısında kıyamet gününde inşaallah bu eylemlerinizle mazur görülürsünüz.

Allah’a yemin olsun ki bu sıkıntılar, bu darlıklar bir ferahlığa vesile olacak. Bir mutlu sonla noktalanacak. Bu musibetlerden sonra mutlaka ihsanlar olacak. Bu karanlıkların ardından sadık bir fecir, aydınlık bir gün doğacak inşaallah! Allah Teâlâ bir zaman sonra olsa bile kullarına zafer bahşedeceğini vad ediyor.

Allah’a yemin olsun ki bu Gazze olaylarında en iyilerimiz, en masumlarımız vefat etti. Ailenin en iyileri Allah katına davet edilmekte. Allah onları adeta özellikle seçmekte, kendi katında mükafatlandırmak üzere davet etmekte.

Daha fazla vaktinizi almak istemiyorum. Allah için hepinizi seviyorum. Mesajlarımızı diğer kardeşlerimize iletin, sesimizi onlara duyurun. Sosyal medya sınırından çıkıp olayı daha da aktif hale getirin. Dua birbirimize karşı vasiyetimizdir.

Ya Rabbi bize vaadetiğin zaferi bekliyoruz senden. Bize vaadettiğin zaferi nasib et bize. Allah’ım sabır yağdır üzerimize, sebat ver kalplerimize.

Bize, bizim hakkımızdaki en güzel sonucu yaz. Ve bizi muttaki kulların arasına ilhak eyle.

Peygamberler, salihler, şehitler taifesine ilhak eyle."

AMİN AMİN AMİN YA RAB ve dua ile

30/11/2023
"Dersimiz Gazze"Ramazan KayanGazze bize ne öğretti?Güvenlik konseyinin bir çete… Uluslararası hukukun kâğıt üzerinde mür...
17/11/2023

"Dersimiz Gazze"
Ramazan Kayan
Gazze bize ne öğretti?

Güvenlik konseyinin bir çete… Uluslararası hukukun kâğıt üzerinde mürekkepten ibaret bir müsvedde İnsan Hakları söyleminin bir şaklabanlık olduğunu öğretti…

Ülke, toplum, devlet, iktidar, kurum, cemaat, tarikat, örgüt, mezhep herkes ve her kesim Gazze ölçeğinde test edildi… Gazze laboratuvarın sonuçları tüm ihanet, işbirlikçi ilişkileri dünyaya rapor etti…

Gazze dünyanın insanlık karnesini gözler önüne serdi… Kim ne kadar insan?

Gazze bizi bize gösterdi… Kulluk kalitemizi, kardeşlik kalibremizi, insanlık keyfiyetimizi…

Gazze direnişi ile maskeler düştü, makyajlar çözüldü, ikiyüzlülükler, karanlık ilişkiler gün yüzüne çıktı…

Saklı niyetler, gizli dosyalar, çirkin bağlantılar deşifre oldu…

Kudüs üzerinden geçinenler, Kudüs simsarları, Mescidi Aksa tüccarlarının alayı aşikâr oldu…

Ulema, ümera, kübera, fuzala, süleha tekmili birden teste tabi tutuldu…

Ölü toprağı serpilmiş, suspus olmuş ümmete Gazze söyleyeceğini söyledi, sorumluluğunu yerine getirdi…

Şimdi sıra bizde?

Gazze kazandı, kaybeden biziz…

Bir Avrupa futbol takımı kadar ses veremedik, sahip çıkamadık Gazze’ye…

Acziyetimizi gördük…

Gazze ayrıştırdı, netleştirdi… Safları, çizgileri, duruşları, niyetleri… Dost ve düşmanı… Sadakat ve ihaneti…

Demek ki nezih bir cihat, mübarek bir direniş, şehitlerin pak kanı tüm bulanıklıkları, belirsizlikleri aydınlatıyor…

Gazze öğretisi yeniden ‘’Hayatın iman ve cihat’’ olduğunu tescilledi…

Bundan dolayı, imanını tazelemek isteyen yüzünü Gazze’ye çevirsin… Mürşid arayan Gazze’ye yönelsin… Keramet görmek isteyen Gazze’ye dikkat kesilsin…

Direnişin kalbi Şifa Hastanesi vurulmuş olsa bile, Gazze mahzun yüreklere şifa sunmaya devam ediyor… Mümin gönüllere ferahlık veriyor…

Anladık ki, Gazze bir toprak parçası ya da yerleşim alanı değil, Gazze bir duruştur, bir bilinçtir, bir varoluş biçimidir, bir direniş mektebidir, bir onur okuludur…

Bir yaşam tarzı, bir dünya görüşüdür…

Bugün Gazze denilince zihinlere düşen nedir?

Masumiyet…

Mazlumiyet…

Mukavamet…

Gazze bize öğretti…

Mesele imkân meselesi değil, iman ve irade meselesi olduğunu… Akidenin satırlarda yazılı kalan bir şey olmadığını, sadırlardan sahaya taşan bir aksiyon olduğunu gösterdi…

Bu çağda sahabeleşmenin şifrelerini sundu…

Özgürlük mücadelesinin dilenerek değil, direnerek sürdürülebileceğini gördük…

Direnişin bereketi değil midir; sekiz milyar insanın gündemine İslam girdi…

İslamofobi çöküyor… Mazlumiyetten direniş üreten Filistin halkının estirdiği rüzgâr, tüm dünyayı etkiledi… Ma’şeri vicdan silkindi… Masum çocukların sunduğu mesaj tüm dengeleri alt üst ediyor… Bu sabiler nasıl bir yürek taşıyor? Onlara çocuk demekten utanıyorum…

Şimdi şunu soralım kendimize:

O muhteşem direnişten payımıza ne düştü?

Âlemi İslam’ın düştüğü hale bir bakar mısınız?

Gazze elinden geleni, kendine düşeni yaptı… Gazze’yi yalnızlığa terkedenler utansın…

Gazze’nin kahrı bir gün mutlaka siyonistleri vuracak… Benim kaygım şu; Gazze’nin ahı bizi tutarsa ne yaparız?

Kuşkusuz Allah’ın planı işliyor… Peki, biz ne işteyiz?

Arşı alayı titreten Gazze’nin çığlığını yeterince işitiyor muyuz?

Sorumluluk bilinci ile titriyor muyuz?

Kimlerle iş tuttuğumuza dikkat ediyor muyuz?

Unutmayalım ki, derdi İslam olanın destekçisi Allah’tır…

Allah’ın değirmeni ağır döner ancak ununu ince eler… Düşmez kalkmaz bir Allah… Allah günleri döndürüp duruyor… Bizim ise nerede durduğumuz önemli…

Gazan mübarek olsun ey Gazze!

Ebû Ubeyde: Gerçek Bir KahramanTam zamanında yetişti Ebu Ubeyde… Emperyalizmin ürettiği tüm sahte kahramanların foyasını...
13/11/2023

Ebû Ubeyde: Gerçek Bir Kahraman

Tam zamanında yetişti Ebu Ubeyde… Emperyalizmin ürettiği tüm sahte kahramanların foyasını meydana çıkardı. Batman’i de, Süperman’i de, İronmen’i de çöpe çevirdi. Paramotorlu mücahitlerinin Siyonist İsrail karakollarını bastığı sahneler Hollywood, Marvel ve Warner Bros stüdyolarının yeşil perde önünde milyonlarca dolar harcayarak çektiği tüm aksiyon sahnelerini ve prodüksiyonlarını yerle bir etti. Tünellerde ürettiği yerli üretim füzeleriyle Siyonist İsrail’in milyarlarca dolar harcadığı demir kubbesini delik deşik edip kevgire çevirdi.

Amerika’nın Rambo yalanıyla büyüyen nesiller, alnında “Lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah” yazan bandajı, yeşil kamuflajı ve yüzünü örten kırmızı kefiye’siyle gerçek bir özgülük savaşçısıyla tanıştı. Mahalle aralarında süper kahraman oyunları oynayan çocuklar artık Ebû Ubeyde ismini kullanmaya başladı. Anne-babalar yeni doğan çocuklarına Ebû Ubeyde ismini vermeye başladı…

Gündelik kıyafetleriyle tünellerden çıkıp kendi ürettikleri silahlarıyla “Allâhuekber” diyerek Siyonist İsrail’in son teknoloji tanklarını büyük bir rahatlıkla havaya uçurabilen kahramanlar, tüm dünyanın dikkatini çekti. Kızlarını ve oğullarını, ailelerini ve evlerini kaybetmelerine rağmen yaşadıkları toprakları terk etmeyen ve direnen bu halkın inancını ve dinini araştıran binlerce insan Müslüman oldu.

Ebû Ubeyde sadece Siyonist İsrail’in değil Amerikan emperyalizminin de canına okudu. Emperyalistlerin uzun yıllar boyunca milyarlarca lira harcayarak ürettikleri naylondan kahramanları, özgürlük masallarını, demokrasi yalanlarını, uluslararası markalarını ve kültür emperyalizmini buruşturup çöp kutusuna attı…

Ebû Ubeyde; “Ey İslam dünyasının korkak liderleri! Gazze'de ölenler için üzgün olduğunuzu söylemeyin ve onlar için de boşuna üzülmeyin! Çünkü onlar şehit oldu ve Rablerinin katında rızıklandırılıyorlar. Siz kendi korkak halinize üzülün.” diyerek Filistin edebiyatıyla rant ve itibar elde edenlerin tamamını boşa düşürdü. Kurdukları samimiyetsiz kelimeleri boğazlarına dizdi. Okudukları Kudüs şiirlerini yarıda kesti…

“Biz, sizden Gazze’deki çocukları savunmak için savaşmanızı, en kutsal mabedinizi savunmanızı falan beklemiyoruz. Ancak sınır kapısında bekleyen insani yardımları hareket ettiremeyecek kadar da mı acizsiniz?” diyerek Siyonist İsrail’le normalleşmek ve ticaret hacimlerini arttırmak için can atan, el ovuşturan ve sıraya giren tüm İslam ülkelerine krallarının çıplak olduğunu gösterdi.

“Duydum ki bizim için gıyabi cenaze namazları kılıyormuşsunuz. Bizim için cenaze namazı kılmayı bırakın çünkü asıl ölüler sizlersiniz. Biz yardımı da sizden değil ancak Allah’tan isteriz. O da kimi layık görürse bu yardıma ancak onu vesile kılar. Zulme sessiz kalanlar bilsin ki Allah onları bu zafere layık görmemiştir.” diyerek Filistin konusunda fiili adım atmayan güç ve yetki sahiplerine layık oldukları yeri gösterdi ve herkese hak ettiği cevabı verdi…

“İstediğiniz kadar kalabalık gelin, ister araçlarla ister yaya gelin, ister karadan ister havadan ister denizden gelin, hiç fark etmez. Size ölümlerden ölüm beğendireceğiz. Pişmanlıktan kendinize lanetler okuyacaksınız. Gönderdiğiniz her askeri, siyah torbalar içinde evlerine ve size geri postalayacağız” diyerek tüm süper güçlerin dizlerini titretti. Onu dinleyen Siyonistlerin korkak komutanları savaş alanından kaçarken kendi askerleri tarafından cehenneme yollandı.

“Birliklerimizin içinde kaza namazı olan hiçbir kimse yok. Kaza namazı olanı işgale karşı savaştırmıyoruz.” diyerek ibadetin, ahlakın ve İslami ölçülerin olmadığı bir mücadelenin cihad olamayacağını tekrar öğretti.

Ebû Ubeyde yaptığı açıklamalarla Siyonist ve batı medyasını da kepazeye çevirdi. İmkânsızlıklar içinde çektiği birkaç dakikalık videolarla savaşta bile tüm gerçeği ortaya koyan, abartmayan, şov yapmayan, lafı evirip çevirmeyen, Siyonist leşlerin sayısını bile İsrail medyasından önce haber veren Ebû Ubeyde, İsrail ve ABD halkı tarafından bile en güvenilir bilgi kaynağı olarak kabul edildi. Bu özelliğiyle Ebû Ubeyde el-Emîn olan Hz. Muhammed’in (s.a.s) ümmeti olduğunu, güvenilirliği ve eminliğiyle bir kez daha ispat etti.

Yüzünü kaplayan kırmızı kefiyesini ne zaman çıkaracağı kendisine sorulduğunda “Kudüs’ün özgür olduğu gün yüzümü açacağım” diyen Ebû Ubeyde bize uzun zamandır unuttuğumuz bir hayali yeniden kurdurdu…

Düşünün! Kudüs’teyiz. Gözlerimizde sevinç gözyaşları, kalbimiz yerinden çıkacak gibi. Mescid-i Aksa’nın bahçesinde muazzam bir kalabalık. 57 İslam ülkesi birleşmiş ve Kudüs özgürlüğüne kavuşmuş. Mescid-i Aksan’ın minberinden İslam Birliği deklarasyonu ilan ediliyor. Bildiriyi okuma vazifesi İslam orduları başkomutanı olarak atanan Ebû Ubeyde’ye verilmiş…

Hayal deyip geçmeyin! Her şey bir hayalle başlar derdi Erbakan hocamız…
Selam olsun gerçek ve çağdaş kahraman Ebû Ubeyde’ye, Kassam ordularına, Hamas’a ve izzetli Gazze halkına…

Dr. Abdulaziz KIRANŞAL
Milli Gazete

Rabbim rahmet eylesin Fuat hoca çok doğru söylemiş...
12/11/2023

Rabbim rahmet eylesin Fuat hoca çok doğru söylemiş...

30/10/2023

ALLAH SEVDİMİ SEVDIRİYOR ELHAMDÜLİLLAH TÜM DÜNYA HALKLARININ MAHŞERİ VİJDANI AYAKTA ve SİYONİSTLERE LANET OKUYOR...

30/10/2023

*LÜTFEN OKUYUN, "UZUNMUŞ" DİYE GEÇMEYİN.

Bu yazıyı kendi kendime empati yaparak bir soruya cevap bulmak için kaleme aldım.

“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu?

Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?”
mesajıyla serzenişte bulunmuş biri.

Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben sana?

Üzülüyorum elbet. Hem de kalbim bir bomba misali infilak etmiş gibi acı çekiyorum.

Lakin Filistin’de yaşananlara değil üzüntüm.

Söyler misin bana, bombalanan evinden yaralı çıkarılan, hastanede baygın vaziyette yatan küçücük çocuğun “La ilahe illallah” diye sayıklamasına, bilinçaltındaki taş gibi imanına üzülünür mü?

Ben, mikrofon uzatılıp “La ilahe illallah Muhammedün Rasulullah ne demektir?” diye sorulduğunda kahkaha eşliğinde “bilmiyorum” cevabını veren, bizim gençlerimize üzülüyorum.

Yüzü gözü yaralı, her yanı kana bulanmış, buna rağmen tebessüm ederek

“Bu yaşananlar Allah’ın bir imtihanı. Allah bizi sevdiği için günahlarımızı affetmek istiyor. Biz temizlenip cennete gideceğiz.” diyen küçücük çocuğa üzüleceğim zaman, aklıma

telefonunun modelini yükseltmediği için anne-babasına hayatı zindan eden, istediği bir şey alınmadığında sinir krizleri geçiren bizim ergenlerimiz geliyor. Onlara daha çok üzülüyorum.

Mahallesinin tamamı yıkılmış, evinin enkazının arasında dolaşırken *“Evimizi yıkabilirler. Elimizden her şeyimizi* *alabilirler. Ama biz Allah’a inanan insanlarız. Yaşadığımız sürece buraları yine inşa edeceğiz.* *Ne yaparlarsa yapsınlar bu toprakları terk* *etmeyeceğiz.Çünkü bu topraklar bizim, hep de* *öyle kalacak!”* diyen 10 yaşındaki oğlana istesem de üzülemiyorum be kardeşim.

Çünkü çarşı- pazar azıcık hareketlense, birkaç gıda maddesine azıcık zam yapılsa “Bu ülkede yaşanmaz. Tası tarağı toplayıp yurt dışına gitmek lazım” diyen, elini taşın altına koyup bu ülke için kafa yormak yerine, battığında gemiyi ilk terk edecek olan lağım farelerinin üzüntüsü bunu bastırıyor.

Annelerinin-babalarının cansız bedenlerini gözleriyle görmelerine rağmen, öldüklerinde kim oldukları anlaşılsın diye kollarına, bacaklarına isimlerini yazdıran, çocukluğunu yaşamadan büyümek zorunda kalan, akşam olmadan anne-babalarına kavuşan çocukları gördüğümde hissettiğim şey kesinlikle üzüntü değil.

Zira ben, ülkesinde Arapça bir levha gördüğünde kırmızı görmüş boğa gibi burnundan soluyan, ama plastik bardağın üzerine ismini yazdırmak için İngilizce levhalı binaların önünde kuyruğa giren, bununla daha çok medenileştiğini zannederek cehl-i mürekkebin dibine vuran görgüsüzlere üzülüyorum.

Sedyede yatan kardeşinin ölmeden önce şehadet getirmesi için çaba sarf eden koca yürekli çocuk, iman etmenin ne demek olduğunu zerrelerine kadar idrak etmiş, neyine üzüleyim?

Çevresindeki ağlayan erkekleri *“Niye ağlıyorsunuz? Ölürseniz şehit olacaksınız. İnsan şehit olacağı için,* *cennete gireceği için ağlar mı?”* diye azarlayan adam, şehadetin lezzetini iliklerine kadar hissetmiş, niye ağlayayım?

Evinin enkazının üzerine oturmuş *“Her şeyden önce ve bütün olanlara rağmen Elhamdülillah diyoruz. Bu evden tam 7 şehit Allah’ın rahmetine kavuştu. Yahudi düşmanımız bizden çok kişiyi öldürünce, korkup kararlılığımızın zayıflayacağını mı zannediyor? Asla teslim olmayız. Çünkü bu toprağın asıl sahibi biziz. Boşuna uğraşıyorlar, onlar saldırdıkça azmimiz daha da artıyor. Benim gibileri ürkütmek için bilerek çocukları hedef alıyorlar. Ama bilmedikleri bir şey var. Toprağını savunacak yeni nesiller doğacak ve daha güçlü olacağız inşallah. Rehavete kapılmayacağız ve çok yakında zafer bizim olacak Allah’ın izniyle”* diye kükreyen küçük çocuğun cesareti yeri göğü kuşatmışken niye gamlanayım?

Ben, günlerdir sayısız çocuk göz göre göre katledilirken, bütün dünyanın gözü önünde insan hakları ihlal edilirken “Bunlar zaten yıllar önce bize ihanet etmişlerdi. Arap değiller mi, hak ediyorlar. Oh olsun!” diyen, Suriyelilere vatanlarından kaçtıkları için, Filistinlilere de vatanlarını savundukları için diş bileyen, insan olmayı becerememiş hilkat garibelerine üzülüyorum.

Çocuk yahu, çocuk! Çocuğun ırkı olur mu, dili olur mu, dini olur mu?

Bu nasıl bir kin, nasıl bir adavet, nasıl bir nefret? Bir müminde bu kadar kin olur mu? Kalbin taş mı kesildi be mübarek! Vicdanın kurudu mu? Senin çocuğun yok mu? Bu yaşananların senin başına gelmeyeceğine dair elinde senedin mi var?

Üzülüyorum kardeşim. “Müminler kardeştir. Bir vücudun azaları gibidirler. O vücutta bir organ rahatsızlandığı zaman diğer organlar da ona yardım ederler” ölçüsünü kavrayamamış bir mümin olarak üzülüyorum.

Kardeşlerim aç, susuz, elektriksiz hayatta kalmaya çalışırken, narkozsuz ameliyat edilirken, her gün o mükellef sofraya oturup işkembemi doldurduğum için üzülüyorum.

“Annemi istiyorum. Babam nerede?” sorusu soran ümmetin çocuklarına annelerini, babalarını veremediğim için kahroluyorum.

Konuşmayı yeni öğrenmiş bir çocuğun ellerini Yaradan’a açıp sadece “Yarab! Yarab!” diye dua ettiği bir dünyada,

telefon başında sabahlayan fakat sabah namazını kılmadan yatan binamaz oğullarımız için üzülüyorum.

Yahudi askerine meydan okuyan, korkusuzca hakikati yüzüne haykıran genç kızların yaşadığı bir dünyada,

6 çocuğu şehit olmuş bir kadının “Aksa için feda olsun!” dediği bir dünyada,

indirime girmiş Yahudi mallarını almak için sıraya giren, onurunu, şerefini üç kuruşa satan nadanlar için üzülüyorum.

Aşağıdaki videoyu acaba ben de üzüntüden bayılır mıyım diye umut ederek defalarca izledim. Ağladım, ağladım, ağladım. Ama bayılmadım.

Ötede, Allah’ın huzuruna çıktığımda, Filistin’in erkekleri, kadınları, çocukları yakama yapışıp “Hakkımızı helal etmiyoruz” dediklerinde halim nice olur diye düşünüp bayılmadığım için, bu idrakten fersah fersah uzak olduğum için ölesiye üzgünüm.

Kendimden utanıyorum. İnsanlığımdan utanıyorum.Müslümanlığımdan utanıyorum. Söyleyeceklerim bu kadar!

Gazzeli bir gecncin dediği gibi..

Bizim için gıyabi cenaze namazları kilmayiniz

Zira asıl ölüler sizsiniz...
30,11,2023

Address

Hürriyet Mah. Hürriyet Caddesi Sümbül Sk. No:26/1
Istanbul

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Akademi Kudüs posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Videos

Share

Category

Nearby event planning services


Other Event Planners in Istanbul

Show All

You may also like