13/03/2020
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ BİR TESPİT
Neden
Japonya'daki çocuklara
kahvaltı da
çok yumurta yediriyorlar?
Dikkatli okuyunuz...
Gıda politikasını
Emperyalistler
dizayn ettiğinden beri
zihinsel olarak
sağlam bir gençlik
maalesef yetişmiyor.
Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da
çocuklara 7 yaşından itibaren
kahvaltı saati en az
2 yumurta yediriyorlar.
Ekmek genellikle yok
varsa da çok az.
Her akşam ise
kesinlikle sofrada
deniz ürünü
yani balık kesin oluyor.
Japonya ve Güney Kore'de
ceviz ithalatı son 50 yılda
%140 artmis.
Çocuklara durmadan
ceviz yediriyorlar.
Günde en fazla
iki öğün yemek yiyorlar.
Tamamen
protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de
teknolojik üretimin merkezi
"Silikon Vadisi'nin" nasıl
beslendiklerini anlattılar,
şok oldum.
1950'lerdeki Alman Devleti'nin
gıda politikasını araştırın.
Güney Kore'de
Japonya'yı örnek almaya başladı.
Bu ülkeler
resmen çocuklara
nasıl beslenmesi gerektiğini
öğretiyor, dayatıyor..
Şeker, ekmek
(Tam buğday, kepek farketmez)
odaklı beslenme
beyin hücrelerini öldürüyor,
beyin gelişimini mahvediyor.
Marketlerdeki
karbonhidratlı paketli ürünler
tamamen operasyon aracı olmuş.
ABD halkı da
gerizekalı, obezite olmuş.
Çünkü aynı beslenmenin
esiri olmuşlar.
Sadece Beyin Göçü ile
farkı kapatıyor yada
özel olarak seçtikleri bireylerin
beslenmesine önem veriyorlar.
Buradan net olarak söylüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti'nde
milli bir gıda politikası olmadan
kalkınma imkansızdır
Türkiye'de
protein bazlı ürünler pahalı iken
karbonhidratlı ürünler
neden daha ucuz?
En büyük
protein bazlı ürün olan
kuzu etini
Turkiye'de kaç kişi yiyebiliyor?
Hayvancılık neden bitirildi?
Asıl milli mesele budur.
Beka sorunu budur.
Matematik zekası olmayan,
kod yazmasını bilmeyen
gençliğin olduğu ülke
yazılımda ilerleyemez.
Yapay zeka
maalesef geliştiremez..
Anne, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan
şekerli ürünleri,
ekmeği uzak tutun.
Bu ülkeye yazık etmeyin.
Şahsen denedim.
1 aydır ekmek,
şeker yemiyorum,
acıkmamaya başladım.
6 kg verdim.
Geçen gün test ettim.
Bir kitapta bir sayfayı
32 saniyede okuyup anlarken
şimdi 21 saniye de
okuyup anlamaya başladım.
Bu tesadüf olamaz!
(Prof. Sami Ateş)
**Alıntıdır**