Kesk İstanbul Kadın Meclisi

Kesk İstanbul Kadın Meclisi Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Kesk İstanbul Kadın Meclisi, Performance & Event Venue, Sıraselviler Caddesi/Sim Apt/no:18/Daire 2, Taksim.
(1)

20 Aralık 2023 Kesk İstanbul Şube Kadın Sekreterleri bir araya gelerek önümüzdeki süreci planladı. Yaşasın Kadın Dayanış...
21/12/2023

20 Aralık 2023
Kesk İstanbul Şube Kadın Sekreterleri bir araya gelerek önümüzdeki süreci planladı.

Yaşasın Kadın Dayanışması
Yaşasın Kesk

02/12/2023
Duruşma 4 Ocak tarihine ertelendi, basın açıklamamızı Yedikule göğüs hastalıkları hastanesi İşyeri temsilcimiz  gerçekle...
01/12/2023

Duruşma 4 Ocak tarihine ertelendi, basın açıklamamızı
Yedikule göğüs hastalıkları hastanesi İşyeri temsilcimiz

gerçekleştirirken, avukat

duruşmayı aktardı.
Örgütümüz olayın peşini bırakmayacak !

Ses Aksaray Şube

30/11/2023

TTB Merkez Konsey üyelerinin görevden alınması kararı hukuksuzluklara bir yenisini daha eklemiştir.

Siyasi iktidarın hedef gösterdiği TTB hakkında verilen bu karar hukuki değil, siyasi bir karardır. Hukuku, adaleti yok saymaktır.

Halkın sağlık hakkını, iyi hekimlik değerlerini savunan TTB Merkez Konsey üyelerinin görevden alınması kabul edilemez!

KESK olarak, yaşama ve yaşatma mücadelesini sürdüren TTB'nin yanındayız! Eşitlik, özgürlük, emek ve demokrasi mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz!

KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Gününde Kesk Merkez ...
25/11/2023

KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Ve Dayanışma Gününde Kesk Merkez Kadin Sekreteri Döne Gevher, Kesk Hukuk sekreteri Zeynep Korkmaz, Eğitim Sen Merkez Kadin Sekreteri Simge Yardim, Eğitim Sen Hukuk Sekreteri Arzunur Şimşek, Haber Sen Merkez Kadin Sekreteri Gulseren Güngördü ve Tüm. Bel Sen Merkez Kadin Seketeri Nazife Tosun'un katılımıyla Cumartesi İnsanlarına, ardından Fatih'te bulunan Barış Annelerine dayanışma ziyaretinde bulunduk.
"Barış kelimesi onlar için atom bombası gibi" diyen Güler Anadan aldığımız güç ile inadına Barış ☮️ diyoruz💜♀️
Yaşasın Kesk
Yaşasın Kadın Dayanışması

25 Kasim Uluslararası Kadina yönelik Şiddete Karsi Mücadele Günü kapsaminda Kesk istanbul kadın meclisi Keskli Kadın tut...
24/11/2023

25 Kasim Uluslararası Kadina yönelik Şiddete Karsi Mücadele Günü kapsaminda Kesk istanbul kadın meclisi Keskli Kadın tutuklulara saat 16:00 da Levent PTT den kart gönderme etkinliği yapıp ardında İsrail Konsolosluğu önünde basin aciklamasi gerçekleştirdi.
YASASIN KADIN DAYANISMASI
YASASIN KESK

25 Kasım Uluslararası Kadina yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsaminda Kesk İstanbul Kadın Meclisi etkinlikleri ✌🏾
23/11/2023

25 Kasım Uluslararası Kadina yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsaminda Kesk İstanbul Kadın Meclisi etkinlikleri ✌🏾

İstanbul Ses Aksaray Şube Kadın Meclisinin 25 Kasım Kadina yönelik Şiddete Karsi Mücadele Günü kapsaminda 23 Kasım Perşe...
23/11/2023

İstanbul Ses Aksaray Şube Kadın Meclisinin 25 Kasım Kadina yönelik Şiddete Karsi Mücadele Günü kapsaminda 23 Kasım Perşembe saat 12:30 da Samatya Eğitim Araştırma Hastanesi önünde yaptığı basın açıklamasından kareler ✌🏾✌🏾

Ses Bakırköy Şube Kadın Meclsinin 25 Kasım etkinlik çağrısı
22/11/2023

Ses Bakırköy Şube Kadın Meclsinin 25 Kasım etkinlik çağrısı

16/11/2023

🟣Savaşa, Erkek Şiddetine, Yoksulluğa Karşı; Barışı, Hayatlarımızı Ve Haklarımızı Savunuyoruz!

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu üye sendikalarının kadın MYK üyeleri ile bu yıl “Savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı barışı, hayatlarımızı ve haklarımızı savunuyoruz!” teması ile " Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü" eylem ve etkinlik takvimini açıkladı:
kesk.org.tr/2023/11/16/5-k…

BASINA VE KAMUOYUNA                        Bu, iş yerimizde uzun süredir yaşanan ve ifşa etmek için mağdurları beyana ik...
13/03/2023

BASINA VE KAMUOYUNA

Bu, iş yerimizde uzun süredir yaşanan ve ifşa etmek için mağdurları beyana ikna edemediğimiz, gelinen noktada sistematik bir şekilde bu kurumda kadınların maruz kaldığı cinsel saldırıların ve tacizlerin top yekun kamuoyu ile paylaşılması ve ifşa açıklamasıdır.
Daha 8 Mart haftası içerisindeyken, Kadınların yaşadığı cinsel saldırının ve şiddetin evde sokakta, işyerinde her yerde olduğunu ifade etmeye çalışıyorken, alanlar ve meydanlar bizlere kapatıldı. İnkâr etmenin ve yok saymanın kadına yönelik her türlü saldırıyı ortadan kaldırmayacağını haykırıyorken, bu kurumda-mesaisi başında çalışma arkadaşımız, asistan Dr. S.E isimli erkek fail tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı.
Bizler, Kadını yönelik türlü saldırıya karşı etkili cezalandırmalar ve hukuksal düzenlemeler diye bağırdıkça, etkin ve köklü çözümler üretebilecek mekanizmalar devre dışı bırakıldığı gibi, göstermelik uygulamalarla sorunlar daha da derinleştirilmekte, cezasızlık politikaları ile kadına yönelik her türlü saldırı zihniyetin cüreti ve cesareti daha da büyütülmektedir.
Sizlere kadına yönelik gerçekleşen saldırıları anlatmak için dünyadan, ülkeden ya da içinde yaşadığımız şehirden örnekler vermeyeceğiz….!
Sadece bu hastanede, aslında kadına yönelik her türlü istismar ve sömürünün en az tölere edilmesi gereken yer olan bu kamu kurumunda bile, son 2 yıldır yaşanan olaylar ile biz kadınlar için yaşamak ve nefes almanın nasıl bir işkence olduğunu, burada bulunan tüm arkadaşlarımızın duyma, görme, tanık olma şahitliği ile anlatacağız.
Sistematik saldırıların, örtbas edilen olayların nasıl gün be gün tacizci ve tecavüzcü zihniyetleri koruyup cesaretlendirerek, en son bir arkadaşımızın cinsel saldırıya uğramasına dönüştüğünü anlatacağız.
Bu kamu kurumunda, bahsettiğimiz 2 yıllık zaman dilimi içerisinde yoğun bakım servisinde yatan bir hasta, hasta bakıcı tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı, olaya tanık olan çalışanlar bu kişiyi o gece alandan uzaklaştırdı ve hakkında tutanak tuttular. Fakat kurum idarecileri olayı duydukları anda bu kişiyi iş yerinden uzaklaştırmadıkları gibi, ilgili tutanağı kendilerine referans alarak, varsa her hangi bir ihmal ve eksiklik bunun sorumlularının tüm boyutları ile gün yüzüne çıkarmasını sağlamadılar. Ya da adli bir suç olan bu durumu ilgili mecralara taşımadılar. Çünkü biliyorlardı; kurumun yöneticileri olarak böyle bir soruşturmanın ucu kendilerine de dokunacaktı. Sessiz kalmayı, üstünü örtmeyi, suç ortağı olmayı tercih ettiler. Bu saldırıyı kendileri de ifşa etmediler. Saldırıya uğrayan kadın hastamız 3 gün sonra, evet yanlış duymadınız tam 3 gün sonra yoğun bakım servisinden bir klinik servisine transfer edildikten sonra ancak şikâyetçi olarak ifşa etti. çünkü ilgili saldırgan kendisini yoğun bakım servisinden sağ çıkamamakla tehdit etmişti.
Bu kamu kurumunda güvenlik önlemleri alınmadığı için, daha 2 aylık hemşire olan arkadaşımız, pandemide ilgili ve yeterli önlemler alındı imajı yaratılmak için açılan ve merkez binamıza 2 saat uzaklıkta olan, çoğu çalışanın nerde olduğunu dahi bilmediği Arnavutköy Niyazi Kurtulmuş ek binasında bıçaklı saldırıya uğradı ve 6 ay raporla evine gönderilerek üstü örtüldü. Arkadaşımızın bu saldırıdan tesadüfen kurtulduğunu aylar sonra öğrendik, yine hiç kimse hakkında soruşturma ve ihmal tartışması yürütülmedi. Güvenlik zafiyeti var dememize rağmen Hadımköy ek binasında her hangi değişikliğe gidilmedi.
Bu kurumda, ismin ve etiketin her şeyin üzerinde olduğunu yaşayarak öğrendiğimiz işyerimizde, güvenlik personeli, yani hepimizin güvenliğinden sorumlu olan kişi, birden fazla kadını taciz etti, kurum amirlerine tacize uğrayan kadınlar yaşadıkları ile ilgili bilgilendirme yaptılar, fakat yine üstü örtüldü. Gözden uzak olan sözden de uzak olur denilerek, biraz önce bahsettiğimiz şehrin neresinde olduğunu çoğu çalışanın bilmediği o ek binaya gönderilerek, suların durulması, olanların unutulmasına terk edildi. Aylar sonrasında terfi alan bu şahıs güvenlik amiri olarak Yedikule de mesaisini doldurmaya devam etti.
Bu iş yerinde, onlarca yıllık tarihsel kimliği ile övünen, bu kamu kurumunda! Bir hasta yakını, gece nöbetçi hemşire tarafından kandırılarak duygusal ilişkiye sürüklendirildiğini ve olayın cinsel ilişkiye kadar vardırıldığını kurum amirleri ile paylaştı. Yine ilgili fail gözden uzağa alınarak üstü örtüldü. Hatta gözden uzağa gönderildi demekle haksızlık edilir, mükâfatlandırıldı denilecek kadar rahat bir yerde çalıştırıldı.
Yedikule’de- şahşalara boğularak ifade edilen, marka hastanemizde! 3 gün önce cinsel saldırıya uğrayan çalışma arkadaşımızın yaşadıkları henüz kendisi tarafından ifşa edilmemişken, aynı gün ve birkaç saat öncesinde tarafımıza şu bilgi ulaştı. Yine bir kadın arkadaşımızın 1 yıldır sistematik bir şekilde duygusal ilişkiye zorlanmakta ve tacizlere maruz kalmaktaydı. Üstelik 3 ay önce hastane müdürü ile yaşananları paylaştığını ve hiç bir şey yapılmadığını ifade ediyordu. İlk defa yaşananları kendi ağzı ile çalışma arkadaşlarıyla paylaşan, dayanışma talep eden ve gerekli olan ne varsa yapmak konusunda beyanda bulunan bir kadın arkadaşımız vardı.
Yukarda sizler ve kamuoyu ile paylaştığımız tüm saldırılar ve üstü örtülen olaylar silsilesi hakkında süreci zorlamamıza rağmen, mağdur arkadaşlarımızın isminin olayla anılmasına dair yaşadıkları tereddütler ve kurum amirlerini karşısına almaya dair çekinceleri yüzünden yaşananları suç duyurusuna dönüştüremedik. Kadının beyanının esas olduğu bilinci ve ifşa kararının kendisi üzerindeki etkilerinin önemini bildiğimiz için kurum amirleri ile her seferinde yaşananları sözel olarak paylaştık ve yaşananlar karşısında yapılması gerekenler konusunda görüşmeler yaptık.
Bizler Yedikule’li kadınlar olarak, elimizde cinsel tacize dair ilk defa beyanda bulunmayı kabul eden bir kadın arkadaşımız üzerinden, kamuoyuna bu olaylar silsilesini ve ihmalleri tüm boyutlarıyla paylaşmayı düşünürken, aynı günün saatler sonrasında hemşire arkadaşımızın dr semih erduhan tarafından cinsel saldırıya uğradığı bilgisiyle sarsıldık.
Şimdi soruyoruz;
8 Mart haftasının daha içerisindeyken, kadınlar her gün 3 er,5 er öldürülüyorken ve bu bir sistematik katliama dönüşmüşken. Kadınlar evde, sokakta, işyerinde her türlü şiddet, taciz ve cinsel saldırıya maruz kalıyoruz derken. Üstelik bir kadın için ifşanın en az saldırının kendisi kadar zor olduğunu biliyorken, yukarda yaşananlara sessiz kalmak suç ortaklığı değil de nedir?
Kadınlar toplumsal cinsiyet eşitliği isterken, eril zihniyeti yine yeniden üreten akılla hareket etmek suç değil de nedir?
Kadınlar öldürülüyoruz diye çığlık atarken ve bu bir soykırım raddesine gelmişken, yok saymak, önlem almamak, adeta failleri affeden yasal uygulamalar suç değil de nedir?
Kadınlara meydanları, sokakları yasaklamak! Kadınların haklı mücadelesini toplumun nezdinde itibarsızlaştırarak, kadınların eşitlik ve özgürlük arayışını hiçleştirmek değil de nedir?
Bu kamu kurumunda yaşanların üstünün sürekli örtülmesi; ‘’Erkek vuruyor devlet koruyor’’ diye isyan eden kadınları, devlete hakaret etmekle suçlayanlara verilecek en iyi cevap değil de nedir?
Kadına yönelik her türlü şiddet ve saldırının nasıl ört bas edildiğini, nasıl erkeklerin uzlaşması ve ortaklaşması ile inkar edildiğini çok iyi biliyoruz. Sessiz kalanlar ve üstünü örtenlerin bu olayda da var olduğuna, arkadaşımızın saldırıya uğramasından saatler sonra yine tanıklık ettik. Bir Erkeğin itibarını, kariyerini korumaya çalışan diğer erkek kahramanlar bu kişinin bir tacizci olduğunu bilmelerine rağmen, gerekli olanı yapmak yerine yine koruma altına aldılar. Bir kereden bir şey olmazcı yaklaşımcıların tavrı yine bir kadının cinsel saldırıya uğramasının yolunu açtı.
Herkes susabilir, herkes gözünü kapayabilir. Hatta herkes suç ortaklığını kendine yakıştırıyor olabilir. Ama bizler susmayacağız. En son kadın, hakikat ile buluşana ve özgür olana dek bu eril akıl ve onun değirmenine su taşıyanlarla mücadele etmeye devam edeceğiz.
Çalışma arkadaşımız sadece S.E isimli fail tarafından cinsel saldırıya uğramadı. Her gün duyup sessiz kaldığımız, bakıp görmediğimiz, görüp bir şey yapmadığımız, yapsak da daha fazlasına ihtiyaç olduğunu idrak etmemizin de kurbanıdır. Failin ilgili cezayı alması için yaşanan saldırının sonuna kadar takipçisi olacağız. Arkadaşımızı o mahkeme salonuna hiçbir zaman yalnız yollamayacağız.

YEDİKULE HASTANESİ ÇALIŞANLARI

09/12/2022
Bugün polis   için yapacağımız basın açıklamasını abluka altına alıp, Taksim Tünel'deki eylem kararının Valilik tarafınd...
24/11/2022

Bugün polis için yapacağımız basın açıklamasını abluka altına alıp, Taksim Tünel'deki eylem kararının Valilik tarafından yasaklandığını belirterek bizlere müdahale edip dönem sözcüsü arkadaşımızı yaptırılmayan basın açıklaması için gözaltına almaya kalkmıştır ve yine kadın arkadaşlarımızın gittiği mekanlarda tek tek takip edip taciz etmiştir. Baskılarınızla, gözaltılarınızla kadın mücadelesini engelleyemeyeceksiniz.
Yarın 25 Kasım saat 19:00 da Tüneldeyiz

Sevgili Eren Ertin'in kaleminden
19/11/2022

Sevgili Eren Ertin'in kaleminden

Öğretmenler KHK rejimi ile yaratılan baskı ortamına rağmen 7 yılın ardından Türkiye’nin dört bir yanında greve çıkarak sokakları doldurdu. İstanbul Çemberlitaş’ta çoğunluğunu kadınların oluşturduğu kitle polis saldırısına rağmen saatlerce alanı terk etmedi

25 Kasımda Taksim Tüneldeyiz
06/11/2022

25 Kasımda Taksim Tüneldeyiz

BASINA VE KAMUOYUNA        TTB üzerinde oynanmak istenen kirli oyunun farkındayız. Türk Tabipleri Birliği( TTB) ve onun ...
28/10/2022

BASINA VE KAMUOYUNA

TTB üzerinde oynanmak istenen kirli oyunun farkındayız.
Türk Tabipleri Birliği( TTB) ve onun Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya dönük baskı ve saldırıların; diğer meslek ve emek örgütlerini, Sivil Toplum Kuruluşlarını (STK) ve demokrasi güçlerini zapturapt altına almanın yolunu örmek için yapıldığı çok aşikardır. Biliyoruz ki mevcut siyasi iktidar, Meslek Örgütleri Yasası’nda değişiklik yapmak için, seçime giderken muhalif sesleri boğmak için hukuki zemini olmayan bu tür karalamaları artıracak, bu saldırıları daha yoğunlaştıracaktır.
Ülkede derin yoksulluk, iş cinayetleri, kadın cinayetleri, tecavüzler, çocuk tacizleri günden güne artmaktadır. Cezasızlık politikaları ve alınmayan önlemlerle kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik erkek-devlet şiddeti hız kesmezken; kazanılmış haklarımız gasp edilirken, AKP-MHP iktidar bloğu bu arada bilime, meslek örgütlerine, emeğin gerçek savunucusu sendikalara , özgür basına , doğaya saldırılarını artırarak suç işlemeye devam ediyor. Şebnem Korur Fincancı bilim insanı, barış akademisyeni, insan hakları savunucusudur. Şebnem Hoca yurtdışından soruşturma olacağını bilerek evine dönmüş, imkanı olduğu halde kaçmamışken evi basılarak tıpkı 1980’lerde tanık olduğumuz bir algı yönetimiyle gözaltına alınmıştır. Savcılıkça tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edilen ve tutuklanan Şebnem Hoca'nın yanında dayanışma için giden KESK MYK üyesi Döne Gevher, Ses MYK üyesi Gönül Adıbelli, tıp öğrencileri ile TTB üyeleri de gözaltına alınmıştır. Unutulmamalıdır ki TBB Başkanı Şebnem Korur Fincancı bilim ve insan hakları çerçevesinde duruşu olan, bugün ona bu zulmü reva görenlerin uğrayacağı hak ihlalleri karşısında da aynı tutum içinde olmuştur, olacaktır.
Ülkemizde hukukun üstünlüğü ilkesi ayaklar altına alınmaktadır. Evrensel hukuk ilkeleri gereği karar vermesi beklenen ülkenin yargısı siyasi iktidarın baskı politikalarında kullandığı bir enstrümana dönmüştür. Öte yandan Dezenformasyon Yasası denilerek çıkarılan Sansür Yasasıyla kamuoyunun haber kaynakları sansürleniyor; düşünce ve ifade özgürlüğü her gün darbe alıyor ; halkın gösteri, yürüyüş ve protesto hakkı engellenerek ülke adeta açık hava hapishanesini yıllardır yaşıyor. TBT Başkanı Fincancı’ya yönelik karalama kampanyasına tarafsız kamu hizmeti yayıncılığı yapması gereken TRT’de alet edilmiştir. TRTHaber,polislerin gözaltı işlemi sırasında, Şebnem Hocanın evinde bulunan baba/dede yadigârı koleksiyon mermileri kriminal unsur gibi sunarak evrensel habercilik ilkelerini ayaklar altına almış; yine aynı TRT evde bulunan Bejan Matur’un ‘Dağın Ardına Bakmak’ kitabını örgüt yayını olarak göstererek dezenformasyonun nasıl yapılacağını adeta ete kemiğe büründürmüştür. TRT Haber’de yapılan habercilik değil dezenformasyondur, manipülasyondur; kamu kurum ve kaynaklarının belli bir zümrenin çıkarına kullanılmasıdır. TRT Haber’in haberi veriş biçimini açıkça kınıyoruz.
Mezopotamya Ajansı ve Jin news’te çalışan 11 basın emekçisinin evlerine baskın yapılarak gözaltına alınmaları tam da sansür yasasının ardından önümüzdeki günlerde gazetecileri özellikle de muhalif gazetecileri bekleyen daha büyük baskı ve saldırıların habercisidir. Baskın sırasında gazetecilerin darp edilmesi ve ters kelepçe işkencesi uygulanması; gazetecilik faaliyetini kriminalize etmenin yanı sıra insan hakları ihlalleridir. Gözaltına alınan ve tutuklu bulanan tüm gazetecilerin derhal serbest bırakılmalıdır. Özgür basın susturulamaz.
Mevcut siyasi iktidarın bekası için ele geçirdiği kamu gücünün siyasi, ekonomik, politik ve hukuki zorbalıklarına, hukuksuzluklarına karşı; demokrasiyi, emeği, barışı, bilimin özgürlüğünü, bilim insanlarının ifade özgürlüğünü savunuyor, halk sağlığını koruma mücadelesini Şebnem Korur Fincancı’ya ve TTB'ye sahip çıkıyoruz.
Muktedirlere hatırlatmak isteriz ki, Şebnem Korur Fincancı ve biz KESK'li kadınlar dün gibi olduğu bugün de yarın da hakikatın, bilimin ve insan haklarının yanında mücadele etmeye devam edeceğiz.
Şebnem Korur Fincancı’nın, derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir, onurumuzdur!


KESK İstanbul Kadın Meclisi

Korku ikliminize teslim olmayacağız
27/10/2022

Korku ikliminize teslim olmayacağız

İstanbul için saat 16:00 KadıköyBU HAFTASONU dünyanın her yerinden İranlı kadınlarla dayanışma sesi yükselirken biz de M...
30/09/2022

İstanbul için saat 16:00 Kadıköy

BU HAFTASONU dünyanın her yerinden İranlı kadınlarla dayanışma sesi yükselirken biz de Mahsa Jîna Amini için, özgürlüğümüz için en az 11 ilde eylemdeyiz!! 💪👭🔥Liste güncellenmeye devam ediyor!

Bizi ezenlerin ortak olduğu bilinciyle direnişimiz de ortak!

26/07/2022

Ankara’da İstanbul Sözleşmesi kararını protesto etmek isteyen KESK’li kadınları polis engelledi.

Danıştay'ın kararını tanımıyoruz!  İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz!Basın Toplantısı Yer : SES Anadolu Şube Kadıköy...
22/07/2022

Danıştay'ın kararını tanımıyoruz!
İstanbul Sözleşmesinden Vazgeçmiyoruz!
Basın Toplantısı
Yer : SES Anadolu Şube Kadıköy
Saat:17:00

KESK İSTANBUL KADIN MECLİSİ

21/06/2022

“Kadın katilleri haksız tahrik, iyi hal indirimi alırken şiddete maruz kaldığı için ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar en ağır cezaları alıyor! İsyandayız! ”

20/06/2022

Pınar Gültekin davasındaki kararı kabul etmiyoruz. Cemal Metin Avcı’ya erkeklik indirimi, işbirlikçilerin cezasız kalması kadın cinayetlerine teşviktir! Derhal karar bozulsun!

“Pınar Gültekin için !” demek için 21 Haziran Salı saat 19.30’da Kadıköy Eminönü İskelesi önündeyiz!

BASINA VE KAMUOYUNATürkiye’de kadınlara, kız çocuklarına ve LGBTİ+lara yönelik  ayrımcılık, hedef göstermeler ve erkek ş...
18/06/2022

BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye’de kadınlara, kız çocuklarına ve LGBTİ+lara yönelik ayrımcılık, hedef göstermeler ve erkek şiddeti artarak devam ediyor. Kadınların kazanılmış hakları iktidar ve gerici çevreler tarafından hedef alınıyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliği adeta devlet eliyle derinleştiriliyor. Nitekim Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz şekilde çıkartma kararı ve kadın dernek ve örgütlerinin kapatılmaya çalışılması, kadın haklarına yönelik saldırılarının en bariz örneklerindendir.
Bizler başta çalışma yaşamı olmak üzere yaşamın diğer tüm alanlarında kadınların karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet ve tacize karşı üyesi olduğumuz sendikalarda mücadele yürütürken çeşitli baskıcı ve sendikal faaliyetleri engelleyici uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Sendikalarda tüm emekçiler için insanca bir yaşam için mücadele eden bizler aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik mücadele yürüyoruz. Bir yandan kadınları ezen, kadın düşmanı olan eril yapılara ve anlayışlara karşı direnirken diğer yandan erkek-devletin sendikal faaliyetlerimizi engellenmesine karşı direniyoruz.
Eğitim-Sen İstanbul 2 No.lu Şube Yürütme Kurulu üyemiz Sevgi Yılmaz Eğitim-Sen’de yıllardır emek ve demokrasi mücadelesine omuz veren bir kadın arkadaşımızdır. Sevgi’nin emek ve insan hakları mücadelesi birilerini rahatsız etmiştir. Sendikal faaliyetlerde ve protesto eylemlerinde ön saflarda yer alan Sevgi kadın düşmanları tarafından tehdit edilmiştir. 2 Haziran günü kimliği bilinmeyen kişiler özel bir numaradan arayarak, Sevgi’nin katıldığı Gezi ve diğer protesto eylemlerini hatırlatarak muhalif ve sendikacı kimliğini hedef almıştır. Bu şahıslar Sevgi’ye asılsız ithamlarda bulunmuşlardır. Arkadaşımız aldığı bu tehditler üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak şikayetçi olmuştur. Şurası çok açık ki Sevgi nezdinde AKP-MHP iktidarında emek ve insan hakları mücadelesi veren, kapitalist barbarlığın doğayı tahrip etmesine dur diyen eden tüm kadınlar tehdit edilmiştir. Ancak saldırılarınız, tehditleriniz bizi mücadelemizden alıkoymacaktır.
Biliyoruz ki Sevgi’ye yönelen bu tehditler kadın karşıtı düzenden beslenmektedir. Biliyoruz ki telefonda tehdit savuran kişiler Gezi’de haksız cezalara karşı ve Gezi Direnişi sırasında ülkede doğanın talan edilmesine, temel hak ve özgürlüklerin yok edilmesine karşı sesini yükselten kadınlara “sürtük” diyen iktidarın cinsiyetçi ve nefret dolu dilinden cesaret almaktadır. Cumhurbaşkanı’nın bu cinsiyetçi dili kadınlara yönelik saldırıları meşrulaştırmaktadır. KESK üyesi olan biz kadınlar Gezi ‘nin onurlu direnişini , Gezi’de direnen kadınları bir kez daha sahiplendiğimizi ifade ediyoruz.
Kadınlar siyasal iktidarın eril tahakkümüne ve kadın karşıtı politikalarına karşı sokakta, evde, iş yerinde, hapiste kısacası her yerde direnmeye devam ediyor. Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılıkların ve erkek şiddetinin ortadan kaldırılması, kadınların işgücüne eşit katılımı ve toplumsal konularda söz sahibi olması için verdiğimiz mücadele bitmeyecek. Siyasal-İslamcı tek adam rejimi altında özgür ve eşit yaşam için mücadele eden biz kadınlar erkek-egemen düzeninin saldırılarına karşı kadın dayanışmasını büyüterek karşı koyacağız.
Baskılara, saldırılara ve tehditlere boyun eğmeyeceğiz. KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak arkadaşımız Sevgi’nin yanındayız. Şiddetsiz, sömürüsüz, sınıfsız bir dünyayı kadınlar inşa edecek.
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ. JİN JİYAN AZADİ KESK İSTANBUL KADIN MECLİSİ

02/06/2022

Doğanın talanına, doğal yaşam alanlarımızın yok edilmesine, kamusal alanların tasfiyesine, güvencesizliğe, geleceksizliğe, işsizliğe karşı her yaştan, her kimlikten, her inançtan, her meslekten milyon

05/05/2022

Bugün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan veriler hayat pahalılığında son 20 yılın rekorunun kırıldığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan veri

Address

Sıraselviler Caddesi/Sim Apt/no:18/Daire 2
Taksim

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Kesk İstanbul Kadın Meclisi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Nearby event planning services


Other Performance & Event Venues in Taksim

Show All